Nebi ve Resul Farkı

Nebi ve Resul Farkı

NEBİ VE RESUL

 

  • NEBİ: Değeri Allah tarafından yükseltilmiş kişi.

İnsanın elinde olan bir makam değildir.

Allah bu makama getirdiklerine  kitap ve hikmet verir.

 

  • En’am suresi 84-85-86. Ayet: 18 Nebinin adı geçer.

 

84)Biz ona İshak’ı ve Yakub’u armağan ettik; bunlara ve onun soyundan gelen  Davud’a, Süleyman’a, Eyyub’a, Yusuf’a, Musa’ya ve Harun’a doğru yolu gösterdik. Daha önce Nuh’a da doğru yolu göstermiştik. Biz iyi davrananlara işte böyle mükâfat veririz.

85)Zekeriya, Yahya, İsa ve İlyas; bunların hepsi iyilerdendi.

86)İsmail’i, Elyesa’ı, Yunus’u, Lut’u; bunlardan her birini herkesten üstün kıldık.

 

  • En’am suresi 89. Ayet: seçilenlerin hepsi, kendilerine kitap, hikmet ve nebilik verdiğimiz kimselerdir.

 

89)Adı geçenler, kendilerine kitap, hüküm  ve nebilik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu insanlar bütün bunları görmezlik ederlerse biz onları, görmezlik etmeyecek bir kavmin korumasına bırakırız .

 

  • Hüküm Nedir?
  • Bakara suresi 213. Ayette “Hikmet” olur.

213- İnsanlar tek bir topluluktu. Sonra Allah onlara, müjde veren ve uyarıda bulunan nebîler gönderdi. Onlarla birlikte hep doğruları gösteren kitap da indirdi ki, ayrılığa düştükleri konularda insanlar arasında o kitap hâkim olsun. Onda ayrılığa düşenler kendilerine Kitap verilenlerden başkası olmadı[1]. O açık belgeler geldikten sonra birbirlerinin haklarına göz diktikleri için böyle oldu. Sonra Allah inanmış olanları, anlaşamadıkları konuda, kendi izniyle doğruya ulaştırdı. Allah yola gelmeyi tercih edeni doğru yola yöneltir.

 

  • Nebi :Allah’tan vahiy alandır.

 

  • Kehf suresi 110. Ayet:

110) De ki Ben de tıpkı sizin gibi insanım, Bana ilahınız tek bir ilah olduğu vahyolunmaktadır…

 

  • Nebi çok değerlidir

 

  • Ahzab suresi 6. Ayet:

“Müminlerin gözünde bu Nebi, kendi canlarından önemlidir, eşleri onların anneleridir…”

 

 

Nebi: makam     

Resul: görev     

Resul veya Mürsel (elçi) anlamındadır.

 

  • Elçi: Kendinden bir şey katmadan birinin sözünü diğerine ulaştıran kişidir.

 

  • Nahl suresi 35. Ayet

“Elçilere (Resullere) her şeyi ortaya kayan tebliğden başka ne düşer?”

 

  • Maide suresi 67. Ayet

“Ey Elçi (Resullere)  Rabbinden sana ne  indirilmişse onu tebliğ et. Tebliğ etmezsen görevini yapmamış olursun “

 

Allah, Mısır kralının Yusuf as gönderdiği elçiye (Resul), Belkıs’ın Süleyman as gönderdiği elçilere de Mürsel demiştir. Mısır Kralının elçisi ile ilgili ayet Yusuf suresinin 50. Ayetindedir.

 

“Elçi (Resul) geldiğinde Yusuf şunları söyledi. “Efendine dön de sor bakalım, ellerini kesen kadınların derdi neymiş…”

 

Her RESUL NEBİ DEĞİLDİR.

 

 

GELENEK:

 

KİTAP + AYRI ŞERİAT  = RESUL

 

KİTAP+ AYNI ŞERİT= NEBİ

 

İSMAİL AS= NEBİ’DİR.

 

 

KUR’AN’ A GÖRE:

 

  • Meryem suresi 54. Ayet

 

“Bu Kitap’ta İsmail’i de anlat. O, sözünü tutmuştu ; nebi olan elçiydi.”

 

İSMAİL AS = HEM NEBİ HEM ELÇİ

 

 

  • Allah’ın Resulü, O’nun sözlerine ekleme veya çıkarma yapamaz.

 

“(Muhammed) Bize karşı bir takım sözler uydursaydı. Onu kıskıvrak yakalar, şah damarından koparırdık. İçinizden hiç biri de bunun önüne geçemezdi”

Hakka suresi 44-47. Ayetler

 

 

  • Allah, kendi sözlerini bize sadece resulleri aracılığıyla bildirdiği yani Resulün sözü Allah’ın sözü olduğu için Resul’ün helal kıldığı Allah’ın helal kıldığı, haram kıldığı da Allah’ın haram kıldığıdır.

 

157) “Onlar bu elçiye, bu ümmi  nebiye uyan kimselerdir. Onu(Nebinin adını) yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulurlar. O, onlara iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklar. Temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Isrlarını (ağır yüklerini)  ve üzerlerindeki bağları kaldırıp atar. Kim ona inanır, onu destekler, ona yardım eder ve onunla birlikte indirilen nûra uyarsa, işte onlar umduklarına kavuşacak olanlardır.”

Araf suresi 157.ayet

 

  • Nebilik ünvandır, onlar 24 saat Nebidirler, ama 24 saat Resul değildirler. Ayetleri tebliğ ederken Allah ne indirmişse onu tebliğ eder, bir hata yapmazlar. Ama onlardan hüküm çıkarırken ve uygularken hata edebilirler. Çünkü uygulama tebliğden farklıdır. Onların hatalarını bildiren ayetlerde RESUL kelimesi kullanılmaz. Örneğin; Bedir savaşındaki esirler ile ilgili ayetlerde:

 

67)Savaş alanında[2] düşmanı yere serinceye kadar hiçbir nebinin esir alma hakkı yoktur[3]. Siz, dünya malını (hemen elde edeceğinizi) istiyorsunuz. Allah ise Ahireti (sonrasını) istiyor. Üstün olan ve doğru karar veren Allah’tır.

 

68)(Rumların yenildiği gün Allah’ın yardımıyla ilerisinde sevineceksiniz diye)[4] Allah önceden yazmış olmasaydı, aldığınız esirlerden dolayı başınıza büyük bir felaketin gelmesi kaçınılmazdı.

Enfal suresi 67-68. Ayetler

 

  • Bütün bunlardan sonra Allah’ın Resul’ünün nebi sıfatıyla yaptığı davranışların onun kişisel davranışları olduğu, bu sıfatla onun bir şeyi haram kılamayacağı ortaya çıkar:

 

1) “Ey Nebi! Allah’ın özel olarak sana helal kıldığını, neden kendine haram kılıyorsun? Eşlerinin gönlünü etmeye çalışıyorsun. Neyse ki Allah bağışlar, ikramı boldur.”

 

Tahrim suresi 1.ayet

 

  • Bu yüzden Kur’an da Nebi’ye itaati emreden ayet yoktur. İtaat nebiye değil, O’nun Resul sıfatıyla tebliğ edip uyguladığı ayetleredir. Onlar Allah’ın sözleri olduğu için de itaat Allah’a olur.

 

80) “Bu Elçi’ye itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çeviren çevirsin; seni onlara koruyucu olasın diye göndermedik.”

Nisa suresi 80.ayet

 

  • Vahiy olmayan, sadece Nebiye inmiş ayetleri tebliğ eden resuller vardır.

 

105) “Nuh’un halkı elçilerini yalancılıkla suçlamıştı”

Şuara suresi 105. Ayet

 

123) “Ad halkı da elçilerini yalancı yerine koydu.”

Şuara suresi 123. Ayet

 

Nuh’un  kavmine nebi ve resul olarak sadece Nuh as, Ad kavmine de Hud as gönderilmişti. Yalanlanan diğer resuller, o iki nebiye inen ayetleri tebliğ edenlerden başkaları değildi.

 

  • Nebi olmayan resullerin olması bir zorunluluktur.

 

4) “Biz, her elçiyi (Resulü) kendi halkının dili ile gönderdik ki onlara açık açık anlatsın. Bundan sonra Allah sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Üstün olan ve doğru karar veren O’dur.”

İbrahim suresi 4. Ayet

 

  • Bütün Nebilerin ümmetlerine yüklenen görev tebliğdir.

 

  1. “Allah, kendilerine kitap verilenlerden kesin söz aldığında: “Bu Kitabı insanlara açıklayacaksınız; asla gizlemeyeceksiniz.” dedi. Verdikleri sözü göz ardı ettiler ve karşılığında geçici bir bedel aldılar. Aldıkları o şey, ne kötüdür[5]!”

Al-i İmran suresi 187. Ayet

 

  • Kur’an’ı tebliğ görevi ihmal edenlerin düşeceği kötü durum şu şekilde açıklanmıştır:

 

159) “İndirdiğimiz açıklayıcı âyetleri ve ana yolu bu Kitapta insanlara açıkladığımız halde gizleyenler var ya, işte Allah onları dışlayacaktır. Dışlayacak olanlar da dışlayacaktır.”

160) “ Tevbe edip kendini düzelten ve onları açıklayanlar başka. Onların tevbesini kabul ederim. Ben her tevbeyi kabul ederim, ikramım boldur.”

Bakara suresi 159-160. Ayet

 

174) “Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip karşılığında tükenip gidecek[6] bir bedel alanlar var ya, onlar karınlarına sadece ateş doldururlar. Allah Kıyamet[7] günü onlarla konuşmaz ve onları aklamaz. Onlara acı bir azap vardır.”

Bakara suresi 174. Ayet

 

  • Vahiy tamamlanmıştı. Muhammed as Son Nebidir.

 

40) “Muhammed, içinizden her hangi bir erkeğin babası değildir, ama Allah’ın elçisi ve nebîlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilir.”

Ahzab suresi 40. Ayet

 

  • Bundan sonra kim, Allah’tan vahiy aldığını iddia eder ve kendi kitabını bir şekilde Allah’ın kitabı gibi göstermeye çalışırsa şu ayetin kapsamına girer:

 

92) “Bereketli olan ve kendinden öncekileri tasdik eden bu Kitabı da biz indirdik. İndirdik ki Anakenti ve çevresini uyarasın. Namazlarına[8] özen gösterip Ahirete inananlar, buna da inanırlar.”

 

93) “Bir yalanı Allah’a atfedenden veya kendisine bir şey vahyedilmemiş iken “Bana vahiy geldi” diyen yahut “Allah’ın indirdiği gibisini ben de indireceğim” sözünü söyleyen kişinin yaptığından daha büyük yanlışı kim yapabilir? Ölümün bütün etkileri ortaya çıktığında yanlışlar içindeki o kimseleri bir görsen. Melekler ellerini uzatıp şöyle derler: “Ruhlarınızı çıkarın[1]. Bugün alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız. Bu ceza, Allah’a karşı gerçek dışı şeyler söylemiş olmanıza ve büyüklük taslayarak âyetlerinden uzaklaşmanıza karşılıktır.”

En’am suresi 92-93. Ayet

 

 

Her Nebi Resul’dür.

Her Resul Nebi DEĞİLDİR.

 

      

Şüphesiz  Allah en doğrusunu bilir…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[1]– Kişi kendi durumunu Allah’ın kitabıyla karşılaştırmadan yolunun sapık olduğunu anlayamaz. Bunu anlayanlardan kimi yolunu düzeltir, kimi de bile bile sapıklık içinde kalır. Bu da kendine kitap ve peygamber gönderilen toplumlarda ayrılıklara sebep olur.

[2] الارض o yer, demektir. Burada savaşın yapıldığı yer anlamındadır.

[3] Bkz. Muhammed 47/4

[4] Bkz. :Rum 30/1-5

[5] Bkz: Bakara 159,160,174

[6] قل : أصلانِ صحيحان، يدلُّ أحدهما على نَزَارة الشيء، والآخرُ على خلاف الاستقرارِ، وهو الانزعاج

  فيقال: تَقَلقلَ الرَّجُل وغيرُه، إذا لم يثبُتْ في مكانٍ. (مقاييس اللغة) قال تعالى: ثم لا يجاورونك فيها إلا قليلا (الأحزاب 33/60)

[7] – Kıyamet ayağa kalkma ve kalkış demektir. Kıyamet günü ise “kalkış günü” anlamına gelir. İnsanların yeniden dirilerek kabirlerinden kalktığı günün adıdır.

[8] Bu ayet önceki ümmetler de namaz olduğuna delildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir