Direkt Allah’a Bağlanmak İsteyen, Şeytana Mı Bağlanır?

Direkt Allah’a Bağlanmak İsteyen, Şeytana Mı Bağlanır?

Tarikat yapısının devamı için Allah’ın ayetlerine muhalefet edercesine iddialarda bulunuyor ve “evliyayı” devreden çıkararak, “müçtehitleri” devreden çıkararak direkt Allah’a bağlanmak isteyen birinin, direkt şeytana bağlanacağını iddia ediyorlar. Oysa Kur’an bize Allah’a sımsıkı bağlanmamızı söylüyor:

“Allah uğrunda O’na yaraşır bir gayretle didinin. O, sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim’in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap’ta da “Müslümanlar/Allah’a teslim olanlar” diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O’dur sizin Mevlâ’nız. Ne güzel Mevlâ’dır O, ne güzel yardımcıdır O!”

(Hac Suresi 78).

“Ancak tövbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar inananlarla beraberdirler. Allah inananlara büyük bir ecir verecektir.”

(Nisa Suresi 146).

“…Kim Allah’a sımsıkı tutunursa artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.”

(Ali İmran Suresi 101).

“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın…”

(Ali İmran Suresi 103).

Allah’a ulaşmanın yolunun şeyhe bağlanmaktan geçtiğini şu sözler ile iddia ediyorlar: “Eğer sen bir şeyhe bağlanmadan bin sene kendi başına Allah’a kavuşmak için inleyip dursan, böylece O Mevla Teâlâ’yı bulman mümkün değildir. Sen o padişahlar padişahı Mevla Teâlâ’yı onun aynası mesabesinde olan kâmil insanda gözet. O kâmil insanın gönlüne girerek, Mevla’ya varan yolu bul. Hemen onlara gönül bağlayıp (rabıta edip) Hakka gidelim.”

Oysa Rabbimiz bize açık bir şekilde söylüyor ayetlerinde:

“Kullarım, Beni sana soracak olurlarsa gerçekten de Ben pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin çağrısına cevap veririm. Öyleyse onlar da Bana cevap versinler ve bana inansınlar ki doğruya erişsinler.”

(Bakara Suresi 186).

Yine Kur’an, kendi uydurdukları yalanları Allah’a isnat edenlere en güzel cevabı veriyor:

“Kendi uydurduğu yalanları Allah’a isnat eden veya ona gelen hakikati yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Cehennem, inkârcıların barınağı değil mi?”

(Ankebut Suresi 68).

Allah ile kulu arasında mesafe yoktur. Allah kuluna şah damarından daha yakındır. Kişinin kalbi ile kendisi arasındadır. Her an bizimle beraberdir. Her an bizden haberdar olan ve her an bizi görendir:

“Yemin olsun ki, insanı biz yarattık. Nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biliriz. Biz ona, şah damarından daha yakınız.”

(Kaf Suresi 16),

“Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir. Allah tüm yaptıklarınızı görendir.” (Hadid Suresi 4), Allah her şeyi çepeçevre kuşatandır.

(Nisa Suresi 126).

Görüldüğü gibi Allah ile aramıza girmek için önce Allah ile aramızı açıyor, sonra da orada kendilerine yer açıyorlar. Oysa ayetler açık bir şekilde kula doğrudan yardım edecek olanın Allah olduğunu söylüyor:

“Her kim, Allah’ın kendisine dünya ve ahirette asla (doğrudan) yardım etmeyeceğini düşünüyorsa (Allah’a) yönelsin ve sonra (umut bağladığı diğerlerinden) umudunu kessin de bu yönelişinin kendisini, canını sıkan her şeyden kurtarıp kurtarmadığına bir baksın.”

(Hac Suresi 15).

Kaynak: Allaha Öğretilen Din

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir