Peygamberimiz Saçını ve Sakalını Boyamış Mıdır?
Bu konudaki bir rivayet şu şekildedir:
“İbnu Ömer, rivayete göre, sakalını sufra denen sarı boya ile boyar ve derdi ki: “Ben, Resulullah’ı gördüm, sakalını bununla boyamıştı, en çok sevdiği boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadığı da olurdu.”[1]
Bu rivayette sakalını ve elbisesini sarı boya ile boyadığı söylenir ancak bir diğer rivayette peygamberimizin sarıya boyanmış kumaşı yasakladığı iddia edilir.[2]
Başka bir rivayette ise:
“Resulullah’ın saç ve sakalındaki aklardan sorulunca (Enes) şöyle cevap vermiştir: “Allah O’nu, beyazla (lekelememiş) çirkinleştirmemiştir. O, kişinin başında ve sakalında bulunan beyazları yolmasını mekruh addederdi. Ve (Enes): “Resulullah saçlarını boyamadı. Beyaz kıl (onda nadirdi ve sadece) alt dudağında, şakaklarında ve başında bir nebzecik vardı” derdi.”[3]
Görüldüğü gibi bu hadis rivayetinde saç ve sakalın beyazlaması Allah tarafından çirkinleştirilmek olarak ifade edilmiş ve peygamberimizin saçını hiç boyamadığı iddia edilmiştir. Buna rağmen saçların ağarmasıyla ilgili şöyle bir rivayette bulunmaktan da geri kalınmamıştır:
“Resulullah buyurdular ki: “Saçtaki akları yolmayın. Zira bir kimse Müslüman iken tek bir kıl bile ağarmış olsa bu Kıyamet günü onun için mutlaka bir nur olur.”[4]
Görüldüğü gibi peygamberimizin saç ve sakalını boyayacak bir duruma gelmediği, saç ve sakalının ağarıp beyazlıkla lekelenmediği iddia edilmiştir. Buna rağmen bir başka rivayet ise şu şekildedir:
“Hz. Ebu Bekir: “Ey Allah’ın Resulü, saçların ağardı, yaşlandın” dedi. Resulullah: “Beni, Hud, Vakı’a, Mürselat, Amme yetesaelun ve İza’ş’Şemsü Küvviret sureleri ihtiyarlattı” cevabını verdi.”[5]
Yukarıda da dikkat çekildiği gibi peygamberimizin sakalını sarı bir boya ile boyadığı rivayet edilirken bunu destekleyecek şekilde saçlarını sarıya boyamış birini beğenip takdir ettiği rivayet edilmiştir:
“(Saçlarına) kına yakmış bir adam gelmiştir. Hz. Peygamber: “Bu ne güzel!” buyurup takdir etti. (Az sonra) kına ve ketem ile boyanmış biri geldi. “Bu evvelkinden de güzel!” buyurdu. Sonra (saçlarını) sarıya boyamış biri daha gelmişti ki: “Bu öbürlerinden de güzel!” buyurdu.”[6]
Buna rağmen bir başka rivayette ise sakalını ve saçını sarıya boyamış olan bir adama sarı boyasını yıkamasını söylediği iddia edilmiştir:
“Resulullah Cirane’de iken umre için ihrama girmiş bir adam geldi. Adamın sakal ve saçları sarıya boyanmış, sırtında da za’feran lekeleri bulunan bir cübbe vardı. “Ey Allah’ın Resulü,” dedi, “Şu gördüğün vaziyette, umre için ihrama girdim!” Resulullah: “Şu cübbeyi çıkar, sarı boyayı da yıka!” diye emretti.”[7]
[1] Ebu Davud, Libas 18, (4064,4209).
[2] Ebu Davud, Libas 11, (4044); Tirmizi, Libas 5, (1725); Müslim, Libas 29, (2078).
[3] Müslim, Fezail 104,105, (2341).
[4] Ebu Davud, Tereccül 17, (4202); Tirmizi, Edeb 56, (2822).
[5] Tirmizi, Tefsir, Vakı’a, (3293).
[6] Ebu Davud, Tereccül 19, (4211); İbn Mace, Libas 34, (3627).
[7] Buhari, Umre 10, Cezau’s-Sayd 16, 17, Megazi, 56, Fedailu’l Kur’an 2; Müslim, Hacc 6, (1180).