Bulaşıcı Hastalık Yok Mudur?
Peygamberimizin, bulaşıcı hastalık olmadığını söylediğine dair rivayetler bulunmaktadır:
“Hastalık türünden hiçbir şey hiçbir şeye sirayet etmez/bulaşmaz.”[1]
“Adva (hastalık bulaşması), safer (aç kurt/aç yılan saldırması), hame (uğursuz kuş veya intikamını almamış ruhun kötülük yapması) diye bir şey yoktur.”[2]
“Ne sirayet (bulaşma), ne de uğursuzluk vardır.”[3]
Söz konusu bu rivayetlere göre bulaşıcı hastalık yoktur. Bunun bilimsel açıdan kabul edilmesi mümkün değildir. Buna rağmen başka rivayetlerde:
“Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız.”[4]
“Cüzzamlıdan, aslandan kaçar gibi kaç.”[5]
“Hastalıklı olan, sakın sıhhatli olanla beraber olmasın.”[6]
dediği iddia edilmiştir. Öte taraftan yine başka bir rivayet şu şekilde gelmiştir:
“Resulullah cüzzamlı bir kimsenin elinden tuttu ve kendi eliyle birlikte tabağa koydu, sonra da: ‘Allah’a güvenerek ve O’na tevekkül ederek ye!’ buyurdu.”[7]
Bir başka rivayette ise kendisine gelen heyet içinde cüzzamlı bir adam olduğu için kendisine haber göndererek onun sözünü uzaktan aldığı ve hemen geri dönmesini söylediği iddia edilmiştir:
“Sakif heyeti arasında bir de cüzzamlı vardı. Resulullah ona bir haber göndererek: ‘Biz seninle bey’atımızı yaptık (sözleştik), sen hemen geri dön!’ buyurdular.”[8]
Görüldüğü gibi peygamberimiz adına uydurulan bu türden rivayetler ile hem asılsız iddialarda bulunulmuş hem de peygamberimiz bir dediği/yaptığı bir dediğine/yaptığına uymayan yani kendi kendisi ile çelişen biri olarak sunulmuştur.
[1] Tirmizi, Kader 9, (2144).
[2] Buhari, Tıbb 54; Müslim, Selam 101, (2220); Ebu Davud, Tıbb 24, (3911-3915).
[3] Buhari, Tıbb 44, 54; Müslim, Selam 113, (2224); Ebu Davud, Tıbb 24, (3916); Tirmizi, Siyer 47, (1615).
[4] Buhari, Tıbb 30, Enbiya 50, Hiyel 13; Müslim, Selam 92, (2218); Tirmizi, Cenaiz 66, (1065).
[5] Buhari, Tıbb 19.
[6] Buhari, Tıbb, 54; Müslim, Selam, 104.
[7] Ebu Davud, Tıbb 24, (3925); Tirmizi, Et’ime 19, (1818); İbn Mace, Tıbb 44, (3542).
[8] Müslim, Selam 126, (2231); İbn Mace, Tıbb 44, (3544).